Mülakat Uygulaması Kamunun Tüm Kademelerinde Kaldırılmalıdır

Gündemi değerlendiren Geylan, 1 Ağustos’ta başlayacak 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine dair açıklamalarda bulundu. Türkiye Kamu-Sen’in masaya yaklaşık 600 bin üyesinden aldığı güç ve 4688 sayılı kanunun verdiği yetkiyle oturacağını belirterek, “Kamu çalışanları müsterih olsun, Türkiye Kamu Sen kamu çalışanlarının ve emeklilerinin hak ve kazanımlarının korunması ve geliştirilmesi için her dönem olduğu gibi kararlı ve ilkeli sendikal duruşunu yine sergileyerek ve meslektaşlarımızın sesi olacaktır.” Dedi.

Refah payı getirilmeli ve enflasyon farkı aylık olarak maaşlara yansıtılmalıdır.

8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinin ağustos ayında başlayacağını hatırlatan Geylan, Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in toplu sözleşme masasına çok kapsamlı bir şekilde hazırlandığını belirtti. Türkiye Kamu-Sen’in toplu sözleşme görüşmelerindeki kırmızı çizgilerini sıralayan Geylan, öncelikli taleplerinden birinin refah payının kalıcı hale getirilmesi ve enflasyon farkının maaşlara aylık olarak yansıtılması olduğunu ifade etti.

Çalışanlarımızın ve emeklilerimizin refaha kavuşturulması için ücretlerin düzenlenmesi gerektiğini bildiren Geylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “ 2025 yılının 4 aylık enflasyon oranı yüzde 13,6 olarak belirlendi. 1 Ocak’ta kamu çalışanlarına yapılan yüzde 6’lık zam ve temmuzda yapılacak yüzde 5’lik zam, toplamda yüzde 11,3’e tekabül ediyor. Yani, memura yapılan zam yüzde 11,3 iken, ilk dört ayda enflasyon yüzde 13,6’ya ulaşmış durumda. Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘Merkez Bankamızın enflasyon tahmin aralığı yüzde 19 ile yüzde 24 arasında. Bu yıl enflasyonun bu hedef aralığında kalma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz’ demişti. Ancak önümüzde hala 8 ay var. İlk 4 aylık enflasyona göre bir hesaplama yaparsak, enflasyon ortalama 2 puan daha artsa, yılsonunda yüzde 29,6 seviyesine ulaşabilir. Bu da en iyimser beklenti. Dolayısıyla, ortaya çıkan tablo, enflasyon baskısı altında kamu çalışanlarının alım gücünün ciddi şekilde tahrip olduğunu gösteriyor. Bunu aşmanın iki yolu var: Birincisi, her maaş artış döneminde enflasyon üzerinde refah payı eklenmesi, ikincisi ise enflasyon farkının aylık olarak maaşlara yansıtılmasıdır. Çünkü sadece enflasyon farkı vererek, yani aslında sıfır zam yaparak, ülkemizin büyüyen ekonomisinden çalışanların ve emeklilerin hak ettiği payı aldığını söylemek mümkün değildir. Hükümet yetkilileri zaman zaman ‘Biz memur ve emeklimizi enflasyona ezdirmiyoruz’ iddiasını ortaya koyuyor. Ancak bu iddianın altının doldurulabilmesi için refah payı uygulamasının hayata geçirilmesi ve enflasyon farkının aylık olarak maaşlara yansıtılması gerekmektedir.”

Mevcut 4/B’li çalışanlar kadroya geçirilmelidir ve memur istihdamı yapılırken yalnızca kadrolu alım yapılmalıdır.

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen olarak bir diğer önemli taleplerinin sözleşmeli istihdamın sonlandırılması olduğunu belirten Geylan, kamuda aynı işi yapan kamu çalışanlarının farklı statülerde istihdam edilmesinin kabul edilemeyeceğini vurguladı. Geylan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Aslında bu talebimiz, Hükümet tarafından da kabul görmüş durumdadır. Şöyle ki; 2011, 2013 ve 2023 yıllarında Hükümet, 4/B statüsünde çalışanları kadroya geçirdi. Bunun anlamı şudur: ‘Ey sözleşmeli kamu çalışanları, hükümet olarak sizi diğer meslektaşlarınızdan farklı şekilde istihdam etmekle yanlış yaptım. Şimdi kadroya geçirerek eksiği düzeltiyoruz’ demektir. Dolayısıyla, sözleşmeli istihdamın yanlış olduğu Hükümet tarafından da kabul edilmiştir. O halde, bu yanlış sürdürülmemelidir. Mevcut 4/B’li çalışanlar kadroya geçirilmelidir ve bundan sonra memur istihdamı yapılırken yalnızca kadrolu alım yapılmalıdır.” 

Mülakat uygulaması kamunun tüm kademelerinde kaldırılmalıdır. 

Geylan, mülakatın adalete olan güven duygusunu zedeleyen bir uygulama olduğunu belirterek, “Türkiye Kamu Sen olarak, hem ilk atamalarda hem görevde yükselmelerde hem de yönetici atamalarında mülakat sonlandırılmalıdır. Çünkü yıllardır mülakat marifetiyle kamun çalışanlarının hak kayıplarına şahit olduk. Görülmüştür ki, mülakat adaletin katilidir, liyakati katleder, ehliyeti öldürür.” Dedi.

Buna dair olarak, son öğretmen atamalarında yaşananların somut bir örnek olduğunu belirten Geylan, “Geride bıraktığımız dönemde yapılan 20 bin atamada, KPSS sonucunda yüksek puan alan 1.600 civarında adayın mülakatlar sonucunda elendi. 1.600 genç meslektaşımız ve ailesi bu durumdan etkilendi. Bu durum, genç meslektaşlarımızın adalete ve kurumlarımıza olan güvenini tahrip etti” dedi. 

Geylan, “Biz o zaman torpil yapılacak, listeler havada uçuşacak, bir kısım adaylara siparişle puanlar verilerek hak gasp edilecek demedik. Nitekim mülakatlar sürecinde de hiçbir komisyon üyesi arkadaşımız böyle bir yola tevessül etmedi.  Ancak komisyonlar, farklı takdir hakları kullandıkları için doğal olarak bir adaletsizliğin oluşacağına, 60 bin adayın yarıştığı bir sözlü sınavda çok küçük puan farklarının dahi adayları onlarca sıra yukarı ya da aşağıya taşıyabileceğini vurguladık. Nitekim sonuçlar da uyarımızın ne derece haklı ve geçerli olduğunu gösterdi.” diye konuştu. 

Sayın Bakan’ın bu sonuç ve tartışmalar üzerine, yeni mülakat sürecinde komisyonların formatını değiştirerek, her branşın tek bir komisyonda değerlendirileceğine bir mesaj verdiğini hatırlatan Geylan, bunun da kabul edilemez olduğunu söyledi.  Genel Başkan, “Biz diyoruz ki, mülakat uygulamasından vazgeçilsin ve adaylar sadece KPSS puan üstünlüğüne göre atansın. Öğretmen adayları bu süreçte çok yıprandı ve yoruldu. Bunu telafi etmenin ilk adımı, yapılacak 15 bin öğretmen atamasında, adayın KPSS puanı neyse mülakat puanının da aynısını almasıdır” dedi. 

Yardımcı Hizmetler Sınıfı GİH Sınıfına geçirilmelidir. 

Şu anda kadrosu yardımcı hizmetler sınıfında olan ama memur işi yapan eğitim çalışanlarının eğitim durumlarına ve yaptıkları fili işe göre kadro intibaklarının yapılmasını da talep etti ve bu konuyu Toplu Sözleşme Görüşmelerinde bir kez daha gündeme getireceklerini bildirdi. 

Bütün ilave ek ödemeler emeklilik kesintisine dahil edilmelidir. 

Bütün ilave ek ödemelerin emeklilik kesintisine dahil edilmesini isteyen Geylan, “Emekli maaşı ile çalışan maaşı arasındaki fark çok açıldı. Bu nedenle birçok kamu çalışanı, emekliliği hak ettiği halde emekli olmuyor. Ek gösterge düzenlemesi, uzman ve başöğretmen tazminatları, ek ders ücretleri gibi ilave ödemeler emeklilik kesintisine dahil edilmelidir. Tüm bu ek ödemelerin emekli ikramiyesi ve emekli maaşına yansıtılması, dolaylı olarak emekliliği teşvik edecek ve böylece iş bekleyen on binlerce genç meslektaşımıza istihdam imkânı yaratacaktır” dedi. Ayrıca Geylan, 1. derecedeki kamu çalışanlarının ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi gerektiğini de ifade etti.

Adaletsiz vergi uygulaması ne zaman son bulacak?

Memurların vergi dilimi yükseldiği için yılın ikinci altı ayına varmadan neredeyse ocak ayında aldığı ücreti alamadığını söyleyen Geylan, bunun adaletsiz olduğunun altını çizdi ve tüm memurların yüzde 15’lik vergi dilimine sabitlenmesini istedi.

Bayram ikramiyesi görevi başındaki memurlara da verilmelidir.

Yaklaşık 15 milyon çalışan ve emekliye yılda iki kez bayram ikramiyesi veren bu ülkenin bütçesinin görevi başındaki 3,5 milyon memura da bu ödemeyi yapmakla sarsılmayacağına vurgu yapan Geylan, “Gelin bu ayrımcılığı sonlandıralım bayram ikramiyesini vererek kamu hizmetini vatandaşımıza ulaştıran memurumuzu da takdir ve teşvik edelim” diye konuştu.

Başa dön tuşu
luckycola